Çocukta Yaratıcılık

Çocukta Yaratıcılığın Erken Yaşta Geliştirilmesinin Faydaları Nelerdir?


Çocuklar dış dünyayı ve kendilerini keşfetmeye başladıkları bebeklik döneminden itibaren her yeni keşfe merakla yaklaşırlar. Merak yaratıcılığın temelini oluşturur. Çocuk merak duygusuyla, çevresinde olup bitenleri araştırır, aralarında bağlantılar kurar, onları anlamaya, tanımlamaya çabalar. Her çocuk doğuştan araştırmaya meraklıdır. Kendi kendine araştırarak bulmak, deneyerek öğrenmek ilgisini çeker. Bu nedenle de en iyi öğrenme yaşayarak, deneyerek öğrenmedir. Çevreyi keşfetme, araştırma, deneme eylemleri için çocuk doğuştan sahip olduğu yaratıcı gücünü kullanır. Yaratıcılık her çocukta doğuştan itibaren bulunur. Elbette bazı çocukların daha yaratıcı olduğu da bir gerçektir. Ancak çocuğun bu özelliği çevrenin etkisiyle gelişebilir ya da bastırılabilir. Bu nedenle yaratıcılığın gelişmesinde anne-babaya ve öğretmenlere çok önemli bir görev düşmektedir. Çocuğun her yeni keşfini ve her denemesini coşkuyla karşılamak, merak uyandıracak şekilde davranmak, merak etmenin ve yeni şeyler yaratmanın takdir edilecek bir şey olduğu mesajını vermek çocuğun en başından itibaren yaratıcılığını rahatça ortaya koyabilmesini sağlayacaktır. Dış dünya ile ilişkinin arttığı, gördüğü her nesne ve durumun ilgi çektiği 1 yaş civarında; bebeği engellenmek yerine zarar görmeyeceği şekilde oyun deneyimi sağlamak onun hem algılama yetilerini hem de yaratıcılığını geliştirecektir.

1 yaşla birlikte yürümeye hatta bazen koşmaya başlayan, çok hareketlenen, her şeye dokunmak isteyen bir çocuk genellikle engellemelerle karşılaşır. Elleme, yapma, dokunma bu yaştaki çocukların en fazla duydukları kelimelerdir. Oysa ortamı mümkün olduğunca çocuğun ihtiyacına göre ayarlamak, dokunabileceği, oynayıp keşfedebileceği bir ortam sağlamak çok önemlidir. En azından çocuğun kendi oyun odasının birçok şeyi keşfetmesine olanak verecek şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Ayrıca dışarının ve başkalarının keşfi de yine bu yaşlarda önemlidir. Çocuk doğayı, suyu, havayı, toprağı, çimi, taşı tanıma ihtiyacındadır. Güneş ışığının gözünü kamaştırması, yağmurun saçını ıslatması, su birikintisinin içinde zıplamak ilgisini çeker. Tüm bunları yaşamasına olanak vermek gerekmektedir. Kapalı kapılar ardından sınırlı sayıda kişiyle ilişki kurmak zorunda bırakılan, dışarıyı, başka insanları bilmeyen çocuklar için yaratıcı yönlerini geliştirmek kadar psikolojik gelişim de zorlaşmaktadır. Oyun, çocukların yaratıcı yönlerini hem ortaya çıkaran hem de geliştiren çok önemli bir ihtiyaçtır. Çocuk dünyayı oyun aracılığıyla anlar. Oyun malzemelerinin çeşitli olması, iç dünyasının zenginliğini de ortaya çıkarmasını sağlar. Boya, kağıt, hamur, kutu, şişe, su gibi malzemeler, çocuğun birçok ihtiyacını, duygusunu, keşfini, merakını, algısını dışa vurmasına yardımcı olur. Bu nedenle yuva öncesi dönemde çocuklara bol bol bu tür malzemelerle tanışma imkanı verilmesi gerekmektedir.

3 Yaşlarındaki Çocuktan Yaratıcılık Konusunda Neler Beklenebilir?

3 yaşını dolduran bir çocuk çevreye ait çoğu şeyi keşfetmiş olmasına rağmen yaşamı boyunca neredeyse en meraklı olduğu dönemdedir. Çünkü benmerkezci dönem yavaş yavaş sona ermiş ve sosyalleşme önem kazanmaya başlamıştır. Bu nedenle ilişkiler ve ilişkilere ait sorunlar önem kazanır. Yaratıcılık da bu dönemde sosyal bir içerik kazanır. Çocuk çevre ile iyi bir ilişki içinde olmayı önemser. Bu nedenle yeni yollar bulur. Taklit ve örnek alma da bu dönemin özelliklerindendir. Ancak yine de çocuk kendi özgün yollarını kullanmaya daha heveslidir. Yine bu dönemde anne-babanın çocuğun özgün çözümlerini desteklemeleri önemlidir. Oyun malzemeleri 3 yaşındaki çocuklar için iyice vazgeçilmezdir. Burada da yine anne-babanın yönlendirmesi etkilidir.

Alınan oyuncakların ve oyun malzemelerinin çeşitliliği çocuğun yaratıcılığının geliştirilmesinde önemlidir. Örneğin araba sevdiği gerekçesiyle sadece araba alınan bir çocuğun değişik malzemeleri keşfetme olanağı olmayacaktır. Bu yaşta yaratıcılığın ortaya çıkarılması için en uygun ortam yuva ortamıdır. Çocuğun hem yaşıtlarıyla sosyal bir ilişki içinde olabileceği, hem yaşayarak, yaparak öğrenebileceği hem de belli bir program dahilinde her türlü oyun malzemesini deneyebileceği bir ortamda olması zekasının da yaratıcılığının da gelişmesini hızlandırmaktadır. Bu yaştaki çocuklar bir şeyi başka bir şeyin yerine kullanmaya meraklıdırlar. (Örneğin yuvarlak bir şeyi direksiyon gibi kullanırlar.)

Dramatizasyon yeteneğinin varlığını bu dönemde anlayabiliriz. Ayrıca çocuk bilgiler arasında yeni ilişki ve bağlantılar kurma özelliğini yine bu dönemde geliştirir. Resimleri, renkleri ve şekilleri kullanma biçimi, oyun oynama biçimi oldukça özgündür. Bu yaşlarda çocuğun düşünmeye, araştırmaya sevk edilmesi çok önemlidir. Sorduğu sorulara direkt yanıtlar vermek yerine kısmen çocuğun da düşünsel olarak katılabileceği açıklamalar yapmak, kendi kendine deneyerek bulabileceği bilgiye yönlendirmek yaratıcılığın köreltilmemesi adına önemlidir.

Her Çocuk Yaratıcı Olabilir mi?

Yaratıcılık alışılmışın dışında farklı, yeni ve özgün olmak diye değerlendirilebilir. Bu anlamda her çocuğun dünyayı keşfi yaratıcıdır. Her çocuk daha önce düşünülmüş olanı yeniden düşünür, yeniden dener, yeniden bulur. Ancak bazı çocukların yaratıcılık özelliklerinin daha belirgin olduğu da bilinmektedir. Çocuğu çalışmaya, denemeye, gözleme, araştırmaya yönlendirmek var olan yaratıcı gücün ortaya çıkmasını ve daha da gelişmesini sağlayabilir.

Anne-Babanın Tavrı Ne Olmalı?

Yaratıcılık çocuğun kendini tanımasıyla, kendini sorgulamasıyla başlar. Hayal gücü, istekler, espriler, çocuğun çocuksu tüm yönleri yaratıcılığın özüdür. 3 yaşındaki bir çocuk bulutu mavi değil de kırmızı boyamak isteyebilir. Bulut ona böyle daha güzel görünüyordur. Görünen, bilinen, doğru kabul edilen gerçeklerin çocukta farklı yorumu, çocukların özgün düşüncelerinin açığa çıkabilmesi için önemli bir temeldir. Anne-babanın çocuğun bu yönlerini “aa bulut hiç kırmızı olur mu” şeklindeki yorumlarıyla köreltmektense yorumsuz bir şekilde yaptığı resmi kendisinin nasıl yorumladığını anlatmasını istemek uygundur. Katı tutum, seçme şansı vermeme, çocuğun denediği her şeye müdahale etme, engelleme, sorulara kalıplaşmış cevaplar verme ve çocuğa bunu benimsetmeye çalışmak yaratıcılığın ortaya çıkmasını engelleyecektir. Oysa çocuğa deneyim fırsatı ve seçme şansı verilmesi, doğru yanıtı söylemek yerine onu düşünmeye, araştırmaya sevk etmek çocuğun hem yaratıcılığının gelişmesinde hem de çalışma, araştırma alışkanlığı edinmesinde etkili olacaktır.

0 yorum: