Aldatılan Hamile Kadın Psikolojisi

Evlilik ilişkisinin en önemli dayanaklarından biri de güvendir. Bir kişiyle yaşamı paylaşmaya karar
verirken karşı tarafın her koşulda güvenilir olduğunu bilmek, hiçbir durumda kendisini aldatmıyor olduğuna inanmak gerekir. Bu öngörü olmadan evlilik birliğini kurmak neredeyse imkansızdır. Ancak bazen karşılıklı verilen sözler tutulamaz ve karşı taraf eşinin bilgisi olmaksızın bir başka kişiyle ilişkiye girer. Burada ilişkinin yapısı ve karşılıklı beklentiler-sözler son derece önemlidir. Bazen kişi eşinin karşı cinsten başka biriyle konuşmasını bile tolore edemeyebilir. Ya da tam tersi eski erkek/kız arkadaşıyla zaman geçirmesi kişiyi rahatsız etmiyor olabilir. Buradaki en önemli belirleyici yaşananların karşı tarafın bilgisi dahilinde olmasıdır. Gizlice ve onaylanmadan yapılan her şey ilişkideki güveni sarsacaktır. Gizli ilişkinin daha ileri bir boyuta taşınması, örneğin cinsel ilişki boyutu eklenmesi elbette en çok “aldatma” olarak nitelenecek boyuttur. Ama evlilik ilişkisi güvenin sarsılmasıyla zaten ihanete açık bir hale gelir. Bu nedenle aldatma boyutuna varmadan önce güveni korumaya çalışmak ve güven zedelendiğinde de bunun ne kadar hoşgörü ile karşılanabileceğini belirlemek önemlidir. Çünkü genellikle ilişkilerde cinsel ilişki boyutunda aldatma aşamasına gelmeden önce başka sinyaller de vardır. Ve yine çok az kadın ya da erkek eşi kendisini aldattığında bunun “beklenmedik bir şey” olduğunu düşünür. Özetle aldatma hissedilen bir şeydir ve yine genellikle aldatan eş eşi tarafından bir şekilde hoş görüleceğini bilerek bunu yapar.

Aldatmanın psikolojik boyutu nedir ve erkekler neden aldatır?

Aldatmak genellikle farklı haz arayışlarıyla ilgilidir. Toplumumuzda daha sık görülen şekli erkeğin kadını aldatmasıdır. Bunda toplumsal değerlerin ve erkek için kabul edilen, hoş görülen ve onaylanan davranışların etkisi büyüktür. Neredeyse bebeklikten itibaren erkek çocuklar için kızlara ilgi ve cinsel çağrışım içeren espriler çok vurgulanır. Kızlara ilgi neredeyse “erkek” olmanın bir göstergesidir ve bunun her durumda her ortamda vurgulanması söz konusudur. Hatta 2-3 yaşlarındaki erkek çocukların “pipilerini göstermeleri” komik bir durum olarak ele alınır ve pekiştirilir. Oysa kızlar için tam tersi bir durum söz konusudur. Kadınlık ve kadın cinselliği bastırılan, gizlenmeye çalışılan bir özellik taşır. Evlilik birliği içinde her iki taraf için de “aldatma” “başka biriyle cinsel içerikli bir ilişkiye girme” yasaklansa da erkeğin böyle bir şey yapması durumunda genellikle bu daha az yadırganır. Hatta dilimizde “erkeğin elinin kiri” vb. deyimler de mevcuttur. Aslında hem kadınlar için hem erkekler için ortak olan cinsel haz arayışı daha fazla kabul bulduğu bir ortamda gerçeğe dönüşür. Ya da bazen gizli bir şekilde gerçekleşir. Burada kişilik faktörü, ilişkinin yapısı, kişinin kendi kendine yaşadığı psikolojik sıkıntılar, kendini güçlü hissetme arzusu, eski ilişkinin yıpranmışlığı, kendisini eski ilişkisinde yeterince değerli görmeme, yaşamdan memnuniyetsizlik, yetersizlik hissi gibi bir çok etken belirleyici olabilir. Bazen de gerçekten biten bir ilişkinin habercisi olabilir. Başka birine duyulan gerçek bir aşk buna yol açabilir. Tüm bunların değerlendirilmesi ve olaya sadece bir “ihanet” olarak bakılmaması önemlidir. Değişiklik arayışı ve yaşam rutinlerinin bozulması bir çok psikolojik sıkıntının da habercisi olabilir.

Kadınlar hamilelik sürecinde nasıl bir psikoloji içerisinde olurlar?

Hamilelik kadınlar için hem keyifli hem de zor bir süreçtir. Özellikle beklenen ve istenilen bir hamilelikse bu dönem son derece keyifli geçebilir. İyi giden bir sevgi ve aşk ilişkisinin sonucunda
hamile kalmak hem o aşkın bir ürünü olarak algılanır hem de bu birlikteliğin bundan sonraki nesillere aktarılması anlamını taşır. Bu nedenle de anne adayı için gurur ve keyfin bir arada yaşanmasına neden olur. Aynı duyguları baba adayının da yaşaması durumunda fiziksel bazı zorluklara rağmen hamileliğin keyfi daha fazla yaşanır. Vücudun ve hormonların değişimi, psikolojik olarak da bazı değişimlere neden olur. Ani duygusal değişimler sıktır. Bu dönemde kadının çevresinin ilgisine ve desteğine ihtiyacı her zamankinden fazladır. Özellikle de eşinin desteği ve ilgisi hamilelik sürecinin sağlığı açısından son derece önemlidir. Bir çok kadın için hamilelikle birlikte vücutta oluşan değişiklikler, kilo alma, orantısız bir hal alma vb ciddi sıkıntılara neden olmaktadır. Bu durum adeta kadınlığın kaybı, cinsel çekiciliğin yitirilmesi gibi algılanabilir. Burada da eşin şefkatli ilgisi ve desteği önemli olmaktadır.  Zaman zaman ortaya çıkan kaygılar (bebeğin sağlığı ile ilgili ve hamilelik sürecinin nasıl geçeceğine ilişkin kaygılar) ve korkular ancak eşin desteği ile en aza inebilir. Yine zaman zaman ortaya çıkan yoğun duygusal hassasiyetler, çabuk sinirlenme, kolay hüzünlenme, ağlama vb. tepkilerin bu döneme has olduğu unutulmamalıdır. Özellikle hamileliğin ilerleyen dönemlerinde hareketin kısıtlanması ve doğumun yaklaşması çevrenin ve eşin desteğine olan ihtiyacı daha da artırır. Hamileliğin başından sonuna dek her devrenin farklı bir özelliği vardır ve kadının yaşadığı gerek psikolojik, gerek hormonal gerekse fiziksel değişimler esnasında eşin desteği, toleransı, ilgisi ve sevgisi son derece önemlidir.

Erkekler hamilelik süreçlerinde neden eşlerinden uzaklaşır ve dışa eğilim gösterirler?

Hamileliğe hazırlanmak kadın için olduğu kadar erkek için de son derece önemlidir. Bu süreç içinde kendisini, eşini ve ilişkisini nelerin beklediği hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Çünkü bu dönem yaşam tarzına yepyeni bir bakış getirmeyi gerektiren özel bir dönemdir. Bu nedenle erkeklerin de bu döneme psikolojik olarak hazırlanmaları önemlidir. Böyle bir hazırlık döneminden geçmeyen erkekler bu dönemi zor geçirebilirler. Özellikle de bebek kararı ortak değilse ve baba adayının isteği dışında hamilelik oluştuysa bu durum hem kadın hem de erkek için zorlayıcı bir dönem olabilir. Erkeklerin eşlerinin hamilelik döneminde eşlerinden uzaklaşmalarının bir çok nedeni olabilir. Bazen eşlerinin artık “anne” oldukları düşüncesi eşlerine karşı cinsel isteklerini azaltabilmektedir. Ya da bazen bebeklerine bir zarar verebilecekleri kaygısı ile eşleriyle cinsel ilişkiye girmek istemeyebilirler. Bir çok erkek bu dönemde bu kaygıyı yaşar. Bazen de eşlerinin birden bire çok kilo almaları, yaşadıkları ani duygulanım değişimleri erkekleri uzaklaştırabilir. Eşlerine karşı cinsel isteklerinin azalması erkeklerde kaygı yaratabilir ve bu nedenle bu isteği başka kadınlara duyup duymadıklarını test etmek isteyebilirler. Ancak bu tavırların tümü hamilelik sürecine yeterince iyi hazır olmamakla ilgilidir. Başından itibaren jinekologla yapılacak görüşmelerde erkeğin de bulunması, tüm bu gelişmeler hakkında baştan bilgi sahibi olması, cinsel ilişkinin hangi dönemlerde nasıl sınırlanması gerektiği konusunda bilgi sahibi olunması bu gibi sorunların yaşanmasına engel olacaktır. Bu nedenle anne adaylarının eşlerini başından itibaren sürece dahil etmeye özen göstermeleri önemlidir.

Aldatılan hamile bir kadının psikolojisi nasıldır?

Güvende olmak, desteklenmek, ilgi ve şefkat görmek hamile bir kadının en önemli ihtiyacıdır. Böyle bir dönemde aldatılmak başka dönemlere göre çok daha örseleyicidir. Çünkü kadın bu dönemde bebeğin sağlığının sorumluluğunu da taşımaktadır. Kendisiyle ilgili var olan kaygıları eşin aldatmasıyla iyice belirginleşir. Kendisini yalnız, terk edilmiş hissedebilir. Zaten var olan duygusal dalgalanmalar iyice belirginleşebilir ve derin bir mutsuzluk, depresif duygular ve ağlama krizleri ortaya çıkabilir. Bir yandan yaşadığı bu duygusal sarsıntıdan bebeğin zarar göreceği kaygısıyla suçluluk duyguları ortaya çıkabilir. Kendi fiziksel ve psikolojik durumu dolayısıyla başka bir kadınla rekabet edebilecek güçte hissetmeyebilir, Bu kadını daha da depresif ve çaresiz hissettirebilir. Eşe duyulan kızgınlık, kendisine dönük değersizlik duygularına dönüşebilir ve bir kadının hamileliğinde hiç hissetmemesi gereken duygular yoğun bir şekilde hissedilir. Elbette hamilelik sürecinde annenin psikolojik sağlığı, huzuru ve mutluluğu, bebeğin sağlığı açısından da son derece önemlidir.

Aldatılan eş neler yapmalı ve ruh sağlığını nasıl korumalıdır?

Aldatılmak, özellikle de hamilelik döneminde aldatılmak oldukça sarsıcı bir yaşam deneyimidir. Böyle bir deneyimi yarasız atlatmak kolay değildir. Böyle bir durumda öncelikle eşinizle konunun detaylarını konuşmalısınız. Çünkü sizin kafanızda oluşturduğunuz kaygılardan farklı nedenlerden ötürü eşiniz böyle bir şeye yönelmiş olabilir. her şeyin açık açık konuşulması önemlidir. Mümkün olduğunca kaygıları azaltmaya çalışmak önemlidir. Belki de eşinizle en çok iletişim içinde olmanız gereken dönem bu dönemdir. İhaneti aldatmak ya da aldatmamak konunun başka bir boyutudur. Öncelikli olarak hamilelik süresince ihtiyaç duyduğunuz desteğe odaklanmalısınız. Bunun için de eğer mümkünse eşinizle birlikte profesyonel bir yardım almaktan çekinmemelisiniz.  Sizi dinleyen, anlayan ve destek verebilecek olan yakınlarınızdan, arkadaşlarınızdan destek almanız, sıkıntılarınızı onlarla paylaşmanız yararlı olabilir. Ancak bazen arkadaşlar ve aileler sizi istemediğiniz şeyler yapmaya da yönlendirebilirler. Burada kendi yüreğinizin sesini dinlemeye özen göstermeli ve onların sizi olumsuz etkilemelerine izin vermemelisiniz. Ayrıca jinekoloğunuzla yapacağınız görüşmeler, bebeğinizin sağlıklı gelişimini takip etmek sizi iyi hissettirebilir. Bebeğinizle birlikte yepyeni bir yaşama adım atacağınızı düşünebilir ve bunun da bir yaşam hediyesi olduğu fikrine yönelebilirsiniz. Bazen bu gibi durumlar kötü giden bir ilişkinin sonlanmasına da aracı olabilirler. Böyle bir durumun hamilelik dönemine rast gelmesi elbette son derece üzücüdür ama bazen kötü giden bir ilişkiyi mecburiyetten sürdürmektense böyle bir bahane ile bitirmek daha olumlu sonuçlara neden olabilir. Yani çok kötü gibi görünen bir durum sizin için hayırlı ve olumlu bir gelişme de olabilir. Ama tabi öncelikle böyle bir aldatmanın sizin için ve eşiniz için tam olarak ne anlama geldiğini belirlemeli, bunun üzerine konuşmalı ve birbirinize açık olmalısınız. Bazen bu durum daha önemsiz bir şey olarak yorumlanabilir. Bazen de asla affedilemez bir durum olarak değerlendirilebilir. Burada önemli olan eğer bu konu unutulacaksa ve önemsiz bir şey olarak değerlendirilecekse daha sonra bunun ilişkiyi kötü etkilemesine izin vermemektir. Aksi halde ilişki devam ettikçe bunun sıkıntısı ve güvensizlik de devam edecektir.

0 yorum: