Ergenlikte Depresyon

Ergenlik çağı, bazı ergenler için ruhsal açıdan çalkantılı bir dönem olarak tanımlanmaktadır. Fiziksel ve cinsel gelişimin ergende yarattığı farklılıklar, duygusal açıdan hassas bir dönem geçirilmesine de neden olabilmektedir. Ergen, kimlik kazanımı sırasında çevresindekilerin de dikkatini çekecek şekilde farklı duygusal ve davranışsal tepkiler gösterebilir. Bazı ergenler kendilerini daha bağımsız hissetmeye ve ait oldukları sosyal çevrede kabul görmeye yönelik beklentileri nedeniyle aile için endişe verici olabilen “aşırı” davranışlar sergileyebilir. Kimsenin kendisini anlamıyor olması ile ilgili şikâyetlerine sıkça rastlanır. Ergenin içinde bulunduğu dönemin etkisiyle gösterdiği ümitsizlik, isteksizlik ve umursamazlık gibi tutumlar, bazen ciddi müdahaleler gerektirmeyen ancak aile içi ilişkilerin düzenlenmesini ve ergene bir birey gibi yaklaşılmasını gerektiren durumlardır. Dönemin etkisiyle ergende görülen bu tutum ve davranışların genelde kısa süreli yaşandığı görülmektedir. Ancak çocukluktan ergenliğe geçişte bir ruh sağlığı problemi olan depresyona sık rastlandığı da göz ardı edilmemelidir. Ergenin depresif özellikli tepkilerinin artması ve süresinin uzaması durumunda gerçek bir depresyondan bahsedilebilir. Ergenlik döneminde genelde belli olumsuz yaşantılara bağlı olarak görülebilen depresyon, aile içi sorunlar, arkadaş ilişkilerine yönelik sıkıntılar, akademik başarısızlık, düşük benlik saygısı ve kimlik karmaşası gibi nedenlerle ortaya çıkabilmektedir.

Gerçekten depresyonda olan bir ergende kendini değersiz hissetme, daha önce zevk aldığı aktivitelerden zevk almama, geleceğe yönelik ümitsizlik, kontrolsüz öfkeli davranışlar, uyku
ve yeme bozuklukları gibi belirtiler gözlenmektedir. Ayrıca ölüm ve intihar düşüncelerinde artış, madde kullanımlarına yönelme gibi durumlara da rastlanmaktadır.

Ergenlik dönemi depresyonlarında ergenin profesyonel bir uzmandan yardım alması gerekir. Ailenin ve çevresindeki diğer kişilerin gerçekten depresyonda olan bir ergenin yaşadığı çaresizlik ve ümitsizlik duygularını anlayabilmesi önemlidir. Böyle bir durumda terapötik bir sürece dahil olan ergenin yetişkinliğe daha sağlıklı bir adım atması mümkün olacaktır.

0 yorum: